Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

“Behur Yolculuklarımız!”

Okunma  Yazar : AbdurrahmanAkın
Yorumlar  Yorum Sayısı : 0
Okunma  Okunma : 1879
Tarih  Tarih : 15 Eylül 2015, 23:43

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kaçımız artık hatırlıyoruz, bu ayda yapılan “behur” yolculuğunu acaba? 
Yaylalara ilk çıkışın bekli de finalle taçlandığı o güzel ve anlamlı behurlarını!

Bende “behur” eskiye özlemin mihenk taşlarından birisidir dersem abartmış olmam dostlarım... 
Çocukluğumda hafızama kazınan en önemli ayrıntılardan biriside “Şemkehot Yaylasına” Ağustos ayında yapılan ve özleyenlerin özlediklerine kavuştuğu kucaklaşmanın resmi olan “Behur Yolculuklarıdır”
Bu öyle bir yolculuktur ki bir karesini anlatmaya kalksam inanın bana, sayfalara sığdıramam… 

Hadi gelin bu resmin hayalimize, şuurumuza işlenen bir yerinden başlayalım… 
“Boronduğun taşını“ bilirsiniz? 
Gelen behur kafilesinin bizim Şemkehot Yaylasında daha doğrusu şehitlik dediğimiz ilk göründüğü yerden başlayalım yolculuğumuza… 

Bu seyirde çıplak gözle bakmakta var, elden ele dolaşan irili ufaklı dürbünlerle de… 
Aslında her evden behura kimin gelip kimin gelemeyeceği aşağı yukarı bellidir ama olsun, yayladaki yerliler bu gelenleri, misafirlerini kare kare izleyecek ve heyecanlarına heyecan katacaktır… 
Bu seyir töreni her yıl aynı heyecan ve umutla tekrarlanacaktır. 
Kafile “heyilige” ulaştığında resim biraz daha netleşmeye başlardı. Çünkü oraya ulaşan behur kafilesi mola vermiş ve izlendiklerini bildikleri için, şehitlikten seyre dalan akrabalarına, komşularına sanki poz verir edasında olurlardı! 

“Heyiliğden” kalkan kafile, her “serkeni” geçişte biraz daha yaklaşırdı bekleyenlerine… Her “serken” geçişinde resim biraz daha netleşir, nihayet “sıcak suya” gelindiğinde artık tek tek gelenlerin isimleri zikredilmeye başlanırdı. Kafile iki derenin arasına ulaştıktan sonra, şehitlikte bekleyenlerin sayısı da artmıştır artık. “Paglarda“ hemen hemen kimseler kalmamış herkes gelecek misafirlerini karşılamak için “hoveniçe” doğru yol alamaya başlamıştır!… 

Hele “salağpurun puarına”  ulaşıldığı zaman sevinç ve kavuşma özlemi doruk noktasındadır artık… 
Çünkü tırmanışın son halkası tamamlanmak üzeredir ve “hoveniçte” bekleyenlerle “behur kucaklaşmasının” son anlarına gelinmektedir… 

Burada iki ayrıntıyı yazmadan geçemeyeceğim. Birincisi “ boronduğun taşı “ ile kucaklaşma anına kadar geçen yaklaşık iki saat süre içinde karşılıklı atılan silahlar. 
Ve benim için düşündükçe tebessüm ettiren, ikinci ayrıntı… 
Kafilenin görüş alanımıza girdiğindeki, gelenleri tanıma konusundaki karavana atışlarımız… İnsanlar kimi bekliyorsalar, kimin gelmesini istiyorsalar, o dur gelenlerden biri diye sayıklamalarına rağmen, bu genelde yanlış tahminle sonuçlanırdı!

Elimden geldiğince sizinle “behuru yolculuğunun” kısa bir serüvenini paylaşmaya çalıştım dostlarım. 
Ya şimdi! 
Behurlarımız yok artık. 
Herkes değişik zaman dilimlerinde programlar yapıp zamanı el verdiğince, şemkohota, tahbura, pelata, lazlakara, abelata, çağcora gidiyor. 
Ben bakıyorum bizim “Senoz deresinin” bu konuda bir birlikteliği yok. Eski gelenekleri yaşatacak toplumsal bir refleks gösteremiyorlar. Hâlbuki ki Hemşinli Kardeşlerimiz bu işi çok güzel organize edip toplu olarak bu güzellikleri hala yaşatabiliyorlar. 

Son birkaç senede bu kısır döngü tersine dönmesine rağmen istenilen seviyede değildir maalesef. Çok az olsa da yeni evler yapılıyor bu durum benim gibi yayla aşığı olan birisini sevindiriyor ama elbette yeterli değil. Daha çok insanımız duyarlılık göstererek yayla evlerini yeniden elden geçirip mümkünse yenisini yapmalıdır.

Ağustos ayı geldi ve ben özlem duyduğum o güzelim günleri düşünürken yıllar öncesine giderek Senoz Vadisine, köyüme, yaylalarıma bir selam vereyim istedim...
Bu düşüncem, sizlere çocukluğumda ki izleri hiç silinmeyecek “Behur Yolculuklarını” anlatmama vesile oldu…
Yeni, yepyeni Behur’larda buluşmak dileğiyle…

…Ve elbette anlatmaya çalıştığım bu resim benim ve köylülerim arasındaki anlaşma kodlarımdır da aynı zamanda! 
Kullandığım yer isimleri ve terimler de anlattıklarıma inanıyorum ki değişik bir tat katmıştır! Yani kısaca bu yazımda, ülkenin içinde bulunduğu durumun resminden sıkılmış bir ruh halı ve kurtuluşu da, fiziken olmasa da ruhen yaylalara çıkarak üzerinden atmaya çalışan bir insanın portresini göreceksiniz!..

Allaha emanet olun, görüşmek üzere…          

(Not; Bu yazım 53 Rize Dergisi'nin 26, sayısında yayınlanmıştır)








Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu Yazarın Önceki Yazıları

Son Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber