Cevat Çakır
“Daha da beter olsun elde balta gezen ormancı”
Yuarıdaki ifadeler Rize, Çayeli, Senoz Vadisinde yapımı planlanan 14 HES için mücadele edenlerin, yöre büyüklerinin çevreye duyarlılıklarını anlatmak için söyledikleri sözlerin bir kısmı. (Tamamı şöyle: "Oğmesun avcı, ille de balıkçı, daha da beter olsun elde balta gezen ormancı”)
Evet Çayeli ilçesi, Senoz Vadisi; suyu, havası ve iklimi ile çok farlı bir güzellik taşımaktadır. Çarşıda, şehirde sıcaktan kavrulan insanlar, Senoz Vadisi istikametine, köylere doğru yönelince üç beş kilometre sonra çok farklı bir iklimle karşılaşırlar.
Bu vadide, şehirdekilerin nefes alamadığı Temmuz ve Ağustos aylarında zaman zaman sobalar yanar. Suyunun lezzetini ise tarif etmek mümkün değildir. İşte böylesine güzel bir yere yıllar önce kocaman iş makineleri getirerek ormanlarımızın altına bombalar patlatarak, 'taş'larımızı aldılar. Böylece 'taş ocakları' dolayısıyla yörenin bir kısım yerlerinde çırılçıplak dağlar meydana geldi. Derelerin yatakları değişti. Berrak ve sessizce akan dereler hem bulanık hem de taş taşıdıkları için gürültülü akmaya başladılar.
Vadide bir karış çıplak yer yok denecek seviyededir, her yer yeşil örtü ile kaplı. Böyle bir yerde taş ocakları, hele geceleri çok korkunç bir görüntü de vermeydi. Yıllarca bekledik taş ocaklarından kaynaklanan gürültü, toz ve kirliliğin sona ermesini. Taş ocaklarından, taşların taşınmasının bitimine tam da sevinecekken bir de baktık ki, birileri derelerimize göz koymuş. HES’ler için yapılan tahribatları geçtiğimiz Ağustos ayında yerinde görme imkânımız oldu.
Çataldere’de yapılan sartral için koca dağ yarılmış. Yapılan tüneller dolayısıyla dere yataklarında sular azalmış. Sayısını bilmediğimiz çok sayıda ağaç kesilerek orman alanları çırılçıplak olmuş. Bitki ve hayvan türleri bakımından koruma altına alınması gereken bir bölgede 14 adet santral kurulma kararını doğru bulmuyoruz. Ülkemizin rüzgâr ve güneş gibi enerji kaynaklarına yönelmesi gerekmektedir.
Bu konunun uzmanı Marmara Üniversitesi Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, yenilenebilir enerjilerden rüzgâr enerjisi ile ilgili olarak şunları söylemektedir: “Rüzgâr türbinlerinde 1kWh kapasite maliyeti 1000 USD iken, bir hidrolik santral için 2 bin- 4 bin USD olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de mevcut toplam elektrik üretme kapasitesi , 41000 MW. OECD ülkeleri için 1993’de yapılan bir çalışma Türkiye’de yılda tüketilen elektriğin en az iki mislinin rüzgârdan karşılanılabileceğini gösteriyordu. 1 Kasım 2007 tarihinde EPDK'ya (Enerji Denetleme Kurulu) yapılan 78000 MW kapasiteli rüzgâr güç santrali lisans müracaatı bunu göstermektedir.”
(Kaynak: http://www.minidev.com)
Bölgenin zenginliklerini bozmamak için mahkeme kararlarıyla durdurulan HES’lerden vazgeçilmelidir. Yoksa Senoz Vadisi de hayalet bir vadiye döner. İhtimal, ahir ömrümüzde nefes alacağımız bir yer var diye düşünürken “Bulaşık el” oraya da mı el atacaktı? "Eski" yaya yolumu geri istiyorum. Araba yolu sizin olsun.