| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir | ||||||||||||||||||||||
SENOZ'UN SESİHABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Anayasa da değişsin, zihniyet de
Yürürlükteki ‘ihtilâl anayasası’nın değişmesi gerektiği hususunda bunca açıklama, görüş ve kanaat ortaya konulduğu halde ‘yeni ve sivil bir anayasa’ hazırlanması konusunun ağırdan alınmasını anlamak mümkün değil. Her defasında ifade ediyoruz, ama tekrarlamakta fayda var: Hazırlanacak yeni anayasa ‘eski’ anayasayı aratmamalı, özde ‘sivil’ olmalı. Bu cümleden olarak, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk da “Türkiye’nin 1982 Anayasası’yla demokrasisini kuramayacağını” belirterek, şöyle demiş: “Çünkü 1982 Anayasası halk için değil, devlet için yapılmıştır. Türkiye, anayasal bir devlet değil ‘anayasalı bir devlet’tir, görünüşte bir anayasası vardır. Türk halkı, bunu çözmek zorundadır. Anayasayı orasından burasından, çekişti-rerek, düzelterek bu anayasayı düzeltemezsiniz. Bireye karşı yapılan anayasayı Türkiye’de kaldırmak gerekiyor ve bunun çok örnekleri vardır. Onlardan yararlanarak, Avrupa Birliğine sokacak bir anayasayı yapmak zorundadır.” (Yeni Asya, 10 Mayıs 2009) Bu tesbit karşısında, “Hayır, yürürlükteki anayasa çok iyidir, Türkiye’nin önünü tıkamıyor, yeni bir anayasaya ihtiyaç yoktur” demek mümkün mü? Hele, “1982 Anayasası halk için değil, devlet için yapılmıştır” tesbitine ne diyeceğiz? Bu tesbiti, ihtilâl anayasasının hazırlandığı ya da referanduma sunulduğu günlerde dile getirenler en ağır şekilde cezalandırılırdı. Ama aradan yıllar geçince, bu tesbitlerin haklı olduğu görüldü. Artık anayasayı hazırlayan ve millete dayatanlar bile kendi yaptıkları “12 Eylül ihtilâl anayasası”nı savunmaya cesaret edemiyorlar! Bu tesbitlere destek olacak şekilde açıklama yapan isimlerden biri de AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Marc Pierini oldu. Pierini, şunları söylemiş: “Yerine getirilmesi gereken kanunî düzenlemelere ilişkin bir çok kriter var. Aynı zamanda bu bir zihniyetler devrimi. Zihniyetler kanun ya da kararla değişmez. Bizim bildiğimiz bu toplumun ve politik sistemin evrimi. Bazı konularda belki yardımlarımız olabilir. Uzun zamandan beri ombusman mekanizmasını tavsiye ediyoruz. Ama girişim bloke edildi. Dışarıdan bir göz olarak ve tecrübelerimize dayanarak şunu düşünüyoruz: Ombusmanlık farklı hayat tarzlarını ve toplumdaki farklılıkları düzenlemede yardımcı olabilir.” (Zaman, 9 Mayıs 2009) İnsanlık her geçen gün daha iyiye ve daha doğruya gitmek istediğine göre, Türkiye’nin de adımlarını bu yönde atmasından daha tabiî ne olabilir? Mevcut anayasa ihtiyaçları karşılamaya yetmiyorsa niçin yenisi yapılmasın? Zaten ihtiyaçları karşılıyor olsaydı, onlarca maddesi değiştirilir miydi? Neredeyse kabul edildiği yıldan bu yana değiştirilmeye başlayan bu ihtilâl anayasası mutlak surette ‘arşiv’e kaldırılmalı ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir anayasa yapılmalıdır. Bunu yapmak için de zihniyet değişikliğinin gerektiği malûm. İnsanların talep ettiği değişiklikleri yapmamakta direnenler hata yaptıklarını anlayacaklar, ama İnşallah bunun için geç kalmazlar. Anayasa da değişsin, zihniyet de... 11.05.2009 E-Posta: cakir@yeniasya.com.tr
|
FOTOĞRAF GALERİLERİ |
||||||||||||||||||||
Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009 Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber |