Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Gençler, köyleri unutmasın

Çayeli, Uzundere Köyünde doğan ve uzun süre İsviçre'de çalışıp oradan emekli olan Yaşar Demirci'nin gençlerden bir isteği var:

Kategori  Kategori : Röportajlar
Yorumlar  Yorum Sayısı : 0
Okunma  Okunma : 3062
Tarih  Tarih : 13 Ekim 2015, 20:47

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Gençler, memleketlerine, Çayeli'ne, köylerine gelsinler. Bir hafta da olsa gelsinler. Çocuklarına da alıştırsınlar. Yaşlıları ziyaret edip dönsünler. Burası ana baba vatanıdır, buraları unutmamak lazım.

Yaşar Demirci'yi tanıyabilir miyiz?

Ben, Çayeli Senoz, Uzundere Köyü’nden Yaşar Demirci. 1937 yılında doğdum. Babam Ömer Demirci, annem Ayşe Demirci. Meslek olarak da garsonlukla başladım. İlk garsonluğa Çayeli’nde başladım. Çeteci’nin lokantasında başladım. 5-6 ay çalıştım. Oradan ayrıldım İstanbul’a gitmek üzere yola çıktım. O zaman Ankara üzerinden gidiyorduk. Ankara’da kaldım. Rahmetli Büyük İsmail Yazıcı vardı. DP’nin en yıldızlı zamanlarında. Beni bırakmadı İstanbul’a. Ablamın kocası onun amcasıydı. Orada beni eğledi. Bulvar Palas’ta beni işe koydu. Komi olarak. Orada uzun yıllar çalıştım. 1956-57 yıllarında. Çok saygın müşterilerimiz vardı. Rahmetli İzzet Akçal, Osman Kavrakoğlu, Fenerbahçe Kulüp Başkanı’ydı. Onlar Hemşin'li oldukları için devamlı horon oynarlardı. Ben otelden sonra İstanbul Liseliler Derneği kulübüne girdim. Oradan askere gittim. Nedim Ökmen onun başkanıydı. İsmail bey askere giderken bana bonservis verdi. Askerde sanatçıları seçti aldılar. Ben de diplomamı verdim beni hemen kaptılar. Antep’li emir subayı vardı. Nereden aldın dediler. Ben lokalde çalıştım dedim. O bonservisle posta oldum. Kahve yapar götürürdüm. Nedim Ökmen’in garsonu derdi komutan. O diplomanın sayesinde çok rahat ettim.

Askerden sonra teskereyi alınca Ankara'ya döndüm. Bir lokantaya işe başladım. Sonra geldim köye, rahmetli annem rahatsızdı gurbete çıkmadım. Çayeli’nde ve Rize’de çalıştım. Çayeli’nde Öğretmenler Lokali’ni tuttuk rahmetli Kemal Demirci ile birlikte. Daha sonra Rize’de Belediye gazinosunda işe başladım. Tekrar Çayeli’nde lokali bana verdiler. 13 sene lokalı çalıştırdım.

Kemal Demirci, ben ve Aptoğuli Dursunali Kuveyt'e gitmek için işçi olarak yazıldık. Çıkmadı. Tekrar döndüm köye. Dayımın oğlu vardı rahmetli Ruhi’ye telefon açtım "Beni İsviçre’ye aldır" dedim. Sene 1979. İstek kâğıtları geldi. Ruhi ile beraber İsviçre'ye ben de gittim. 1979’dan sonra halen İsviçre'deyiz. Emekli oldum geldim buraya. Her sene yine giderim.

 *Senoz'da yaşayanların yayla hatıraları vardır mutlaka. Sizin yayla hatıralarınızı duymak isteriz?

 Bir olayımızı anlatayım. Mahmutoğlu Nihat, Nihat Kasar ve ben. Buradan katırlarla İspir’e gidiyoruz. Buradan Marhamudam’a çıktık. Orada bir akşam kaldık. Oradan Keğut Yaylasına gittik. Orada da bir akşam kaldıktan sonra Yunus’un yanında. Oradan İspir’e gidiyoruz. Deri pazarı kuruluyordu o zamanlar. Yolda kaybolduk. Aşağıdan bir takım inek, at köç geliyor. Tam adamın yanına indik, Nihat Kasar biraz ilerde. Mahmutoğlu’nun da atı var. Değiştireceğiz. Bizim bağırmamızı laf attık diye anlamışlar. Bize küfür ettiler. Durumu anlayınca sorun çıkmadı. Karar aldık ki bu olayı kimseye anlatmayacağız. Ama İspir’e gittiğimizde bizden önce inen Kasar Nihat bu olayı anlatmış. Kurtdayı vardı "Geçmiş olsun" dedi. Nedir dedik, olayı anlatmış. Neyse orası öyle kapandı.

Şemköğut behurleri çok önemliydi. Rahmetli Sami Öztürk, İmamun Yunus İmamoğlu, ağabeyim, Tererenk'ten, Başköy’den, Cutinç ve Uzundere’den giderdik. 22 gün Şemköğüt'te her gün bir evde yemek yenirdi. Öğle yemeğini kim verecekse foter o evin pagına konurdu. Rahmetli yaylacılar vardı. Çok güzel geçmişti yani. Eski zamanları çok özlüyoruz.

*İsviçre'ye çalışmaya gittiğinde ne kadar kalmayı düşünmüştün?

İsviçre’ye 2 seneliğine gitmiştim. Bir kahve parası kazanıp dönecektim. Ama şimdi halen gidiyorum. Ben de Kemal Demirci’yi götürdüm. 1979 yılında İsviçre’ye gittiğimde Demirci soyadıyla bir ben vardım. 2001 yılında emekli olunca bir yemek verdim. 52 kişi vardı soyadı Demirci olan. Benim artumumdi. Şimdi evlenenler oldu falan şimdi düştü. Polis beni çağırdı, takdirname verdi. Hiçbir suistimalim olmadığından.

13 sene Cutinç'ten Çavuşun Mustafa Sayın’ın yanında çalıştım. Onun sayesinde çalıştım. Hep beni kontrol ederdi bir yanlışlığı olmasın diye. Allah ondan çok razi olsun. Rahmetli Ruhi de çok kollardı beni. Çünkü 42 yaşında başlamışım mesleğe. Mesleği öğrendim ve emekli olduk. 2001 yılında Türkiye’ye döndük. Halen kışları İsviçre'ye giderim. Köylerde yaşamak bir başka güzel.

*HES hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

 Ben karşı değilim. Bunlar hizmet, yapılmasın diye eylem yapmak olmaz.

*Son söz…

Gençlere demek istediğim, memleketlerine, Çayeli'ne, köylerine gelsinler. Bir hafta da olsa gelsinler. Gelmeyince daha gelmek istemiyorlar. Çocuklarına da alıştırsınlar. Gençlik köye gelsin. Çayeli doğumlu illa ki köye gelip yaşlıları ziyaret edip dönsünler. Burası ana baba vatanıdır, buraları unutmamak lazım. Her izne geldiğim zaman ahırdan çatıya kadar iner çıkardım. Benim burada babamla annemle mazilerim vardır. Onun için her sene geldiğim zaman oraları tek tek gezerim.

Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Röportajlar

En Çok Okunan Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber