Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Babik'li amcamızdan 94 yıllık macera dinledik

Senozlu hemşehrilerimizin her birinin kendine has dikat çeken hikâyesi var. Ama Muharrem Toker amcamızın hikâyesi çok başka.

Kategori  Kategori : Röportajlar
Yorumlar  Yorum Sayısı : 1
Okunma  Okunma : 5277
Tarih  Tarih : 21 Haziran 2010, 15:20

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Babik'li, ama çoğu Babik'liler Muharrem amcadan habersiz. Dile kolay, 94 yaşında ve hâlâ işinin başında. Biz de Muharrem amcayı hiç duymamıştık. Bir ağabeyimiz kendisinden bahsedince "Gidip görüşelim, hatıralarını dinleyelim" dedik ve kalabalık bir 'heyet'le Bakırköy Özgürlük Meydanına yakın olan işyerini ziyaret ettik. Maşallahı var, konuşması, dikkati hâlâ dipdiri.
Muharrem Toker'in anlattıklarıni, uzun ömürler dileyerek sizlere sunuyoruz:

*Muharrem amca, önce sizi bir tanıyabilir miyiz?

Ben Muharrem Toker. 1916 doğumluyum. Şu an 94 yaşındayım. İstanbul Sarıyer'de doğdum. Hayatımın büyük bir kısmını İstanbul'da geçirsem de bir aslen Karadenizliyim. Babam, dedem, dedemin dedesi Karadenizlidir. 4 yaşında köyüme, Çayeli ilçesinin Çukurluhoca köyüne döndüm. Babam askerdi. 14 sene askerlik yaptı. Orduda çavuştu, ben bir Ahmet Çavuş oğluyum. Annem, ben 4 yaşındayken ölmüş. Hayal meyal hatırlıyorum. Babam beni aldı memlekete götürdü. Çayeli'ne, eski ismi Mapavri'dir. Rahmetli amcam, beni aldı sırtına köye çıkardı. Amcam Muhammet. Babamın soyadı değişik, benim soyadım değişik. Eski soyadımız 'Yağcı'dır. Ben, Toker soyadını aldım. 1937 yılına kadar memlekette kaldım. 1916’da doğduğuma göre 1920’de memlekete gittim. 1937 yılının 15 Ağustos’unda tekrar İstanbul'a döndüm.

*Köyden bahseder misiniz, Çukurluhoca'dan?

Çukurluhoca diyoruz, ama daha doğrusu Ademiç’tenim, Ermenilerden kalma bir isim. Çocukluktan beri nerden geldiğimizi de merak ettim. Ortaasyadan gelen dedelerimizin Anadolu'ya iniyorlar. Bir kısmı dağlara, bir kısmı sahile iniyor, onlara da biz Horum deriz. Bir kısmı da Hopa tarafına gidiyorlar.
Ben köy okuluna (Çukurluhoca'da) başladım. Öğretmenim Akif Hocaydı. Zannedersem 6 yaşındaydım. O köy okulunu bitirdikten sonra, medresenin sonuna yetiştim. Medrese merkezde 'Kedap' dediğimiz yer. Çukurluhoca'da caminin bulunduğu yer. Şimdi onarılıyor herhalde. Çok memnun oldumbu tamirden. Okuldan sonra medresede okumaya başladım. Medresenin sonuydu. Cumhuriyet ilan edilmişti, yeni harfler gelmişti. Yusuf diye bir arkadaşım vardı. Hasan Şahin'in kardeşi. Orada 3 sene eğitim gördüm, hafızlığa başladım. 2.5 yapraktan gidiyordum. Hafızlık hocam kendimdi. Kur'ân'ı öğrendim. Tecvitli öğreniyordum. Kendi kendimin hocasıydım. 3 sene sonra Çayeli'ne geldim. İlkokula devam ettim. İlkokulu Çayeli'nden mezun oldum.

1932 yılına gelelim. Eğer yanlış hatırlamıyorsam 25 kuruşla, İstanbul'a geldim. Vapurla geldim. Vapurda hayvanların yattığı yerde yatarak geldim. Kamaralarda değil, çünkü paramız yoktu. İstanbul'a, anneannemin yanına geldim. Dayım daha o zaman bekârdı. Ortaokula başladım Gaziosmanpaşa, ondan sonra Kabataş Erkek Lisesine, sonra askere gitmek gerekti, tecil ettirdim. İki sene maliye okudum, ayrıca bu arada "Türkkuşu"na gittim. Biliyorsunuz motorsuz uçaklar, o uçaklarda Sabiha Gökçen öğretmenimdi. Filoda eğitim yaptık, uçuşlara gittik, belgemi aldım, askere gittim. Askerliğimi Trakya'da yaptım, dönüşte maliyede sınavlara girdim, memur oldum. En son istifa ettim 1958’de. Memuriyete girdiğim tarih 1943 idi.

Benim dediğim yıllar Gelir vergisinden evvelki zamanlardı. Orada kendimi yetiştirdim. Sonra gelir vergisi kanunu çıktı, onun kursuna devam ettim. İstanbul Üniversitesinde imtihana girdim, terfi etmek i çin. 1958’den bu yana bu masanın başındayım. Muhtelif yerlerde, en son Bakırköy'de mali müşavir olarak işime devam ediyorum.

*Biraz da siyasi hayatınızı anlatsanız?

1958’de memurluktan istifa ettim, Cumhuriyet Halk Partisi'ne gittim. Kartaltepe ilçeye girdim, ilçe başkanı oldum. Ondan sonra İstanbul Belediyesine meclis üyesine adayı oldum. 1963’ten 1980 ihtilale kadar meclis üyeliği yaptım İstanbul büyükşehirde. İhtilalden sonra ayrıldım, tekrar muhasebeciliğe başladım. O günden beri devam ediyorum. Bu arada sıkıntı çekmedim mi? Çok çektim. Bakırköy'de yeni cami ve bir okul var, burada onların yapımında çok emeğim var. Ben bunlarla iftihar ediyorum, İstanbul'un her tarafına hizmet götürdüm.

Çayeli'nde bir cami var, Orta Cami. Onun için de bir medrese vardı. Orası okul oldu, o okulu bitirdim. Koca okulun birçok odaları vardı, bir tanesinde ben kalıyordum. Soğuk suyla mısır ununu karıştırıp fırına veriyorduk, param yoktu. Köyden bana rahmetli amcam un getiriyordu, biz orada ekmek yapıp yiyorduk. Çok sıkıntılar çektik.

*Son yıllarda köyünüze, Çukurluhoca'ya, Ademiç'e gittiniz m?

İki senede bir gidiyordum. En son 2006 yılında gittim. Rahmetli eşimi 2001 de kaybettim. Onu kaybettikten sonra 2006'da gittim.

*1930’la şimdiki yıllar arasında ne gibi değişiklikler görüyorsun?

Ben 1920’de 4 yaşında memlekete götürüldüğüm zaman, orada araba gitmezdi. Katırlarla köye giderdik.
Demokrat Parti zamanında, --bir Halk Partili olarak söylemek zorundayım-- rahmetli Menderes memlekette birçok yatırım yaptı. Köy yollarının yapılması onun zamanına ait. 1950 ile 60 yılları arasında yollarımız yapılmıştır. 1932’de istanbul'a gelip tekrar köye döndüğümde 1966 yılıydı. O yıllarda araba çalışıyordu köy yollarında. Bir de Halk Partisi döneminde bir vergi vardı. Aşar diye bir vergi sistemi vardı, hayvan vergisi vardı. Bilahare köylere çıkılırdı kaç tane hayvanın var, onlara vergi verilirdi. Onlar Demokrat Parti zamanında kalktı, yollar ne zaman yapıldı, Demokrat Parti zamanında yapıldı. Demokrat Parti geldikten sonra çok şeyler değiştirdi.
O yıllarda çok sıkıntılı bir hayat vardı. Buğdayı bilmiyorduk ki? Hayvan besliyorduk. 18 tane inek vardı, iki tane de öküzümüz vardı. Onları hatırlıyorum.
Ben 4 yaşında memlekete gittiğimde İstanbul'a tekrar döndüğümde İstanbul'a ayak basar basmaz doğru Taksim'e gittim. Memlekette İstanbul kafamdaydı, demek ki çocukken beni gezdirmişler, aklımda kalmış.
Köyde, hayvanların yanı sıra ikinci gelir kaynağımız yaylalardı. Peynir, yağ, yoğur yapıp satıyorduk. Eskiden çarık giyiyorduk, sonra lastik ayakkabı, sonra kundura. Yaylaya ilk gittiğim zaman çarıkla gittim. Yaylamızın adı Eğzar. Aslında İkizdere'nin yaylası. Dedelerimiz bir anlamda işgal etmiş, mahkemeye vermişler ama alamamışlar. Bize kalmış.
Yaylada çok koşardık, yarış yapardık. O günlerde yaylada çok koştuk ki, şu anda kalp sıkıntısı yaşamıyorum. Met oynadık, arkadaşlarım vardı.

Benim yayladan bir kaçışım var onu anlatayım size: İstanbul'a gelmeye nasıl karar verdim.
Avukat var, Mehmet Yağcı. Onların bir atı vardı. O atla yaylaya gitmeye karar verdik, Faso’ya kadar gidebildik. Orada konakladık. Sonunda yaylaya gittik. Atımız Yediçukur'da düştü. Onu orada kestik, arkadan gelenlerin atlarına yükledik yükümüzü. Çıktık yaylaya. Allah rahmet eylesin, halam vardı. Benim İstanbul’a gelmemin bir sebebi de odur. Ertesi gün, çocukuz işte. Aldım başımı akşam karanlığında, ama mehtap var yap yanlız yayladan çıktım. Şimdi korkuyorum nasıl geldim? Yediçukur'a geldim, oradan geçtim Şahaniye. Nerede korktum? Karos denen bir yer var, eskiden eşkiyalar vardı orada. Aşağı indim orman başlıyor, ormana geldim korku başladı. Her ağaç dalı sanki üstüme geliyor diye korku geldi bana. Hahonç'a (Çataldere) indim. Oradan geldim köye. Hayatımda en büyük macera bu. Şu anda bile düşünüyorum, çocukluğun verdiği bir cesaret herhalde. Birkaç gün sonra amcama dedim beni gönder İstanbul’a. Çayeli'ne indik, Çayeli'nden Rize'ye kadar yürüdük. Kazım diye bir arkadaşım vardı, onunla beraber. Oradan vapura bindik, hayvan anbarında İstanbul'a geldik. (Görüşen: F.Ç/ Y.Ç.)
*
senozderesi.com haber merkezi

 

Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 1 yorum yazılmıştır.

Osman Babalıoğlu [ 28 Ocak 2018, 12:55 ]
Muharrem amca benim yetişmemde mesleğe adımı atmamda büyük katkıları oldu.Hayatımda gördüğün en dürüst ve mert insanlardan biri.Nurlar içinde uyusun...

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Röportajlar

En Çok Okunan Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber