Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Sağlık ve esenlik içinde, sevdiklerimizle beraber, en rahat ve en güzel bir şekilde kutlaya gelmiş olmak ve bu günü de adına yaraşır şekilde kutlamak isterdik fakat ne mümkün!... Sade bizde değil, bütün dünyada insan hakları çiğnene çiğnene çiğnenmez bir duruma dönüşmüş çamsakızı durumundadır! Bir yanda, tüm dünya uluslarını insanlık şemsiyesi altına almak için bağıran, çağıran, ter dökerken sesi kısılan, hali mecali kalmayan, sesine kulak verilmeyen insanlık; diğer yanda, tavşana kaç, tazıya tut, diyen, şahsi menfaatleri karşısında tüm insanlığın yaşama hakkını hiçe sayarak ayakları altına alan/almaya devam eden insanlık!
İnsanlar arasında ırk, din, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakların hepsine “ İnsan Hakları” denir.
İnsan hakları, kişiyi kendi özüyle yaşatacak kurallardır. İnsanın insana hükmetmesi, onu ezmesi, insan onuruna yakışmayan ve kabul edilemeyecek bir davranıştır. Bu tür ayırımların yapıldığı toplumlarda kavga, çatışma, isyan eksik olmamıştır. İnsanlar arasında hak, eşitlik, adalet, özgürlük düşüncesi yaygınlaştıkça bu konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır.
İnsanlara insan oldukları için sahip olmaları gereken bir takım hakların bulunduğu fikri her ne kadar ilk kez İngiltere’de ortaya atıldığı söylense, yazılsa da gerçek ve en doğru olanın 1400 küsur yıl önce İslam’ın doğuşuyla var olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.
19. Yüzyılda Amerika ve diğer birçok ülkelere yayılan bu fikir akımından sonra 1789 Fransız İhtilalı Avrupa’da insan haklarının kabul edilmesini ve uygulanmasını sağlamıştır.
Amerikan Cumhurbaşkanı Roosvelt ile İngiliz Başkanı Churcill tarafından imzalanıp duyurulan Atlantik Beyannamesinde insan hakları genişletilmiştir. Bu beyannamede insanlara millet, inanç, ırk ayırımı gözetmeksizin herkes için eşit haklar konmuş ve yasaların korumasına verilmiştir.
24 Ekim 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün öncelikle amacı dünyada barışı ve güvenliği sağlamak olmuş, 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Örgütü “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni kabul ve ilan etmiştir. 30 maddeden oluşan İnsan Hakları Beyannamesi, insana değer veren, özgürlük, eşitlik tanıyan bir duyurudur. Ne var ki, heyhat! İnsanoğlu Konuyla ilgili gönderileren ilahi mesajlara oldum olası inanıp sadık kalmadığı gibi, ne de dünya üzerinde güç ve kudretini her halükârda haksızlıkla, zulümle, pala sallayarak ellerinde bulundururken sözde insan haklarından söz eden, bildirgeler yayımlayanlar da gerekeni değil, nefislerinin emrettiğini yapmışlardır. Maalesef bugün insan hakları ayaklar altındadır.
Bütün dünya uluslarının insan olmanın hak ettiği bir hakkı alarak insan gibi yaşayacağı günler ümidiyle…