Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Zekâsını iyi Yönde Kullanabilen Akılıdır

Okunma  Yazar : Ziya Akçal
Yorumlar  Yorum Sayısı : 0
Okunma  Okunma : 1925
Tarih  Tarih : 01 Ocak 2013, 21:14

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

 ‘Zekâ’  varlığı ve derecesi ile beraber doğuştan itibaren mevcuttur insan hayatında. Dolayısıyla sonradan oluşmuş bir kazanım değildir.                                                                                                                                         

Zekâ hakkındaki duygu ve düşüncelerimizi aklımızı kullanmadan tamamlayıp bir karar aşamasına gelirsek, insanlığın ortak mirasında faydalı olan ne varsa tümünü bir kenara atmış oluruz.  Zekâ, çevremizi, çevremizde olup biten ne varsa her şeyi algılama, muhakeme etme ve karar verme suretiyle öğrenme kabiliyetidir; Allah (c.c.) vergisi bir yetenektir. Dolayısıyla zekânın işleyişinde en önemli faktör, sürat, hislilik ve çabukluktur. Zekâ, eğitim öğretim faaliyetleriyle geliştirilebildiği gibi, tembelleştirilerek köreltilebilir de.                                                                                                                                     
Zekâ, kişinin yaşam çevresiyle doğrudan ilgilidir. Gelenekler, kültür, dini inanç, sosyal statü, etnik köken, zekânın gelişimini olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyip yön bulmasına sebep olabilir.            
 
Akla gelince, bizi biz yapan, kişiliğimizin, benliğimizin, egomuzun mihenk noktası ve ayrılmaz bir parçamızdır. Akıl, zekâ ve vicdan yoluyla elde ettiklerimizi sentezleyerek işleyen, haklıyı haksızdan, doğruyu yanlıştan ayırt etmemizi sağlayan, algılama, muhakeme sonrasında karar vermemizi sağlayan, bizi hayvanlardan ayıran, gereği gibi kullandığımızda iki cihan saadetini tatmaya vesile olacak en önemli mücerret varlığımızdır.                                                                                                      
Allah’ımız (c.c) , Kur’an-ı kerimin Âli İmran Suresinin 139. Ayetinde şöyle buyurmakta:’’ Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inanıyorsanız, kazanacak olan sizsiniz.’’ Bu ayet, bildiğiniz üzere ‘Uhud Savaşı’ sırasında gelmiştir ve fakat verdiği ders itibariyle kıyamete kadar ibretle ders alınması ve yaşanan hayata aksettirilmesi gereken bir ayettir. Bir ruhumuzun olduğuna inanan insanlar olarak, ruhumuzun tekâmülü için seçimler yapıp, karar veren en önemli unsurun akıl olduğu bilincinde olmamız lazımdır. Aklımızı geliştirmek için neler yapmamız gerektiğine, neyi neden, nasıl ve niçin düşünmemiz gerektiğine de gene aklımızla karar veririz.                                                                                                          
Eğer, zihnimizin ne ile meşgul olduğunun, neyi düşündüğünün farkında değilsek, işte o zaman aklımız işlevini yitirmiş, çaresizlik içinde bocalıyor demektir. Bu gibi namüsait durumlara duçar olmamak için, farkındalığımızı arttırarak, aklımızın, egomuzun ve ruhumuzun tekâmülüne yardımcı olmamızla birlikte nefsimize en büyük yararı sağlamış olacağımızın bilincinde olmalı ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz.                                                                                                                                                                        
Sadede gelirsek, zekânın büyük bir velinimet olduğunu ve fakat kurallara uygun kullanılmadığı takdirde duçar olunacak zararların, zekâyı eşek gibi binen aklın iyi kullanılmadığından kaynaklandığını bilmemiz gerekir. Bu duruma amiyane bir örnekle açıklık getirmeye çalışırsak; Zekâ, sıfır kilometrede bir otomobilin motoruysa, akılda o otomobilin direksiyonudur. Direksiyonun sevk ve idaresini kurallara uyarak yapmadığınızda başınıza gelecek türlü kazaların müsebbibi sıfır kilometredeki motor değil, direksiyondur, direksiyonu kullanan kişinin aklını kullanamama durumudur.                                          
500 puanla okul kazanıp girmek değildir marifet, kendisini uyanık, çok zeki sanarak insanlığa maddi ve manevi kazık atmak, kan kusturmak, hayatı yaşanmaz kılmak hiç değildir.                                          
 
Akıllı insanları hem severim, hem kıskanırım, hem de onlardan korkarım. Severim çünkü insanlık için birçok yararlı şeye onlar sayesinde sahip olduk; kıskanırım çünkü onların olan şeylere ben de sahip olmak isterim, ama onların o şeyleri bir başkasına kolay kolay vermesinin de mümkün olmadığını bilirim; korkarım çünkü insan ve insanlık adına birçok felaketin müsebbibi onlardır.                       
 
Sağlık ve esenlikler içinde geçirilecek güzel bir yıl, dileğiyle… 01.01.13 Z. Akçal

 

Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu Yazarın Önceki Yazıları

Son Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber