SENOZ'UN SESİ

• Anasayfa
• Biz kimiz?
• Haberler
• Röportajlar
• Senoz Turnuva
• Köylerimiz
• Çayeli
• Rize
• Sohbet Odası
• Gurbetçiler
• Rize Siteleri
• Senoz Rehber

HABER ARA

İçinde bulunduğumuz şu günlerde, duçar olduğumuz, asla görmek istemediğimiz olumsuz görüntülerden şu veya bu şekilde nemalanma, asla ve asla ‘’kurdun dumanlı günü beklediği’’ gibi bir pozisyon içinde olma durumunda bulunmamalıyız. Evvel emirde, yönetenler, yönetilenlerin önünde olmaları sebebiyle çok dikkatli ve duyarlı olmak, attıkları her adımı çok ama çok iyi düşünerek atmak zorunda ve mecburiyetindedirler. Aksi halde maddi ve manevi cezanın her iki cihanda da öncelikle kendilerini yetişip yakalayacağını asla unutmamalıdırlar.

Birlik ve beraberliğe her halükârda ihtiyacımız var fakat bugünlerde   daha çok ihtiyacımız var.. Bunu anlamak ve ifade etmek için illa ki bir milli felaket yaşamamız gerekmediği gibi, bu bilinci her halükarda canlı tutup gereğini yerine getirdiğimizde, toplumsal acılardan uzak bir hayat yaşamak elbette ki mümkün olacaktır.

Elbette ki birlik ve beraberliği istemek çok güzel şey fakat bunu nasıl sağlayacağımızla ilgili neler yapabilirliğimiz de o derece önemli olsa gerek. Hangi ortak değerler etrafında bir araya geleceğiz. Acaba bizleri hangi ortak değerler bir araya getirebilir. Atalarımız bizlerden çok iyi şartlar altında mı yaşamışlardı? O namüsait şartlar altında yaşarken karşılaştıkları iç ve dış tehditler karşısında nasıl bir tutum ve davranış sergilemişlerdi. Birçok problemin üstesinden rahatlıkla gelen ve dünyaya çok yönlü olarak nam salan atalarımızı hangi değerler bir arada tutmayı başarmıştı. Bu konularda doğru, düzgün tespitler yaparak kurtuluş ipine hep beraber sarılsak, bölünüp, parçalanıp güçsüz duruma, kurda kuşa yem durumuna düşmesek daha iyi olmaz mı? Olur, ama biz ne yapıyoruz? Sadece temenni ediyoruz. Oysaki sadece temenni etmek ve istemekle arzu edilen birliği sağlamanın mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.
Milletin objektif unsurlarını teşkil eden dil, ırk, kılık kıyafet, yemek kültürü, folklor gibi maddi bağlar yanında, inanç, tarih, kültür birliğini teşkil eden sübjektif unsurlar da vardır ve önem ve mahiyeti lüzumuna binaen tartışılmazdır. İşte bu unsurlardır milleti uzun süre ayakta tutar. Bunlar olmadan ve yaşanan hayata intikal etmeden uzun süre ayakta durulması asla mümkün değildir. Yukarıda sayılan unsurlar dünya üzerindeki tüm devletler için geçerlidir. Sosyal hayatı düzenleyen; hukuk, ahlak, görgü kurallarının yanında ve en önde olarak din kuralları gelmektedir.

Aynı Allah’a inanan, aynı Peygamberin ümmeti olan, aynı kitabın hükümleri ile amel eden insanların meydana getirdiği birlik, dünyevi bir kaygı taşımadığı için çok daha sağlam ve sarsılmaz olur. Hiç kimse bu birlik ve beraberliğe zarar veremez. Dinimiz İslâm, insanlar arasındaki ilişkilerde her zaman hak ve adaleti, şefkat ve muhabbeti emrettiği için, Müslümanlar arasındaki bağlar her zaman kuvvetli olmuştur. İmanı artan insanlar birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olurlar; dâhili ve harici hiçbir güç onları bölüp parçalayamaz.

Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde, daha çok ‘’kalıpsal yakınlık’’tansa ‘’kalbi yakınlığın’’ zaruri olduğunu düşünüyor, sağlık ve esenlik dileklerimle selam ve saygılarımı arz ediyorum. Kalın sağlıcakla.14.12.2009 Ziya AKÇAL

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.