Son dakika haberi bulunmamaktadır.   Senoz Esnaf  
Senoz Deresi
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir

HABER ARA


Gelişmiş Ara

EN ÇOK OKUNANLAR

Şuur dediğimiz şey ne ola ki!

Okunma  Yazar : AbdurrahmanAkın
Yorumlar  Yorum Sayısı : 3
Okunma  Okunma : 2303
Tarih  Tarih : 16 Mart 2013, 22:58

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

                              

                          

Bu ülkenin insanı, zamanı geldiğin de iktidarı değiştiriyor bu durum alkışlanacak bir meziyettir. Ama daha önemlisinin, iktidarı değiştirme yerine önce kendisini değiştirmesi gerektiğini anladığı zaman “şuurlu bir vatandaş” olacağını da bilmelidir insanımız…

Hayatı okumak,anlamak ve sorgulamak,şuurumuzun seviyesine göre değişir. İnsana verilen en büyük nimetlerden bir tanesi de, şuurdur dersek yanılmış olmayız. Doğumdan ölüme kadar bilmeye,öğrenmeye programlanmış insanoğlu, ne pahasına olursa olsun doğruları aramak ve bilmek mecburiyetindedir…

Bildiklerimi,gördüklerimi,gözlemlerimi harmanlayarak sizlerle paylaşma derdim olduğundan,bu yolda şuurlu bir koşuşturmanın içinde oldum ve düşüncelerimi bugüne kadar büyük bir memnuniyetle sizlerle paylaşmaya gayret ettim…

Senoz’lu hemşerilerime;yaylalardan,köyümüzden,unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve göreneklerimizden çoğu zaman bahsetmeye çalışıyorum.Yazılarımın sizler tarafından karşılık bulduğunu söyleyemem doğrusu!Bu konuda kendimde de kabahat bulmakla birlikte sizlerin kayıtsızlığını da inkar edemem doğrusu!

Bu yazımda Senoz’dan bahsetmeyeceğim,rahat olun!Hepimizin ortak derdi olan vurdum duymazlığımızı iki yaşlı amca üzerinden izah etmeye çalışacağım!Hafta sonu dinlenmek için oturduğum bir çay bahçesinde kulak misafiri olduğum sonra da kendimi tam ortasında bulduğum iki yaşlı amcanın sohbeti ,yazımı yazmama vesile oldu… 

Biri yetmiş diğeri seksene merdiven dayamış iki emekli amca kendi aralarında heyecanlı bir sohbete tutuşmuşlardı...Kulak misafiri olduğum ve benim sohbetlerine fütursuzca katılmama kadar geçen zaman içerisinde ki tek konuştukları konu,hükümetin emeklilere verdiği zamlar,maaşlarına verilecek intibak zamları ve çocuklarının,torunlarının iş durumları gibi gündelik hayatımızda olan gerçeklerdi!

İki yaşlı amcamızda verilen zamdan memnun olmadıkları etrafında konuşurken ben gayrı ihtiyari onlara dönerek “ülkede maaşından ve verilen zamlardan memnun olmayanlar sadece emekliler değil ama zamlardan daha önemli meselelerimiz var bu ülkede, o konular hakkında ne düşünürsünüz” diye sordum!

Daha yaşlı olan emekli amcamız beni önce bir kaç saniye süzdü sonrasın da, ”evladım,yıllarca çalıştım çabaladım,çalışırken sıkıntılarla boğuştum.Çocuklarım yetişti onları evlendirdim, şimdide torunlarım var. Şu anda iki çocuğum da işsiz, torunlarım okuyorlar ama onların da yarınları aynen bizim olduğu gibi garanti değil.Bu sıkıntılardan sıyrılıp memleket meselelerini düşünecek halimiz mi var,düşünmekse kendi derdimizi yıllardır düşünüyoruz işte”, mealin de uzunca bir konuşma yaptı… 

Diğer amcamız da başını sallayarak sohbet ve kader arkadaşını tastık ettikten sonra bana dönerek “evladım,anlaşılan senin tuzun kuru,onun için memleket meseleleriyle çok ilgilisin,istersen kendini fazla yorma ne dersin?” diyerek benimle olan sohbetlerine nokta koymak istediler! 

Yaşlı amcaların yanından ayrılırken düşünmeye başladım. İnsanımızın,özellikle hayatının son demlerini yaşayan yaşlılarımızın ülke meselelerine bu kadar kayıtsız kalmalarının kabahati kimdedir diye?

Gençlerimizin durumu da farklılık arz etmiyor bunu zaten biliyoruz!

Bu ülkenin gençleri,üzülerek söylüyorum,ülke meselelerine o kadar kayıtsız ki,her hangi bir konuyu konuşmayı dahi onlarla beceremezsiniz! Hal bu ki benim çocukluk yıllarım da,üstelik iletişim imkanları bu kadar gelişmemişken,yaşlılarımız ülke meselelerine kayıtsız kalmaz gençlere örnek teşkil edecek çapta sohbetler ederdi.

Bana öyle geliyor ki, meselelere ait şuur algımız değişmekte,bencilleşmekteyiz! Amcalarımızın yeni meşgaleleri gündüz kuşağı programlarında ki evlilik programları olmuşsa varın gerisini siz düşünün artık! Ne hazın bir durum ki,tv kanalları reyting uğruna yaşlı insanlarımızı da,bu cümbüşün içerisine dahil edebilmişlerdir. Evlenme programları adı altın da insanımızın ne hale geldiğini-getirildiğini gözlemleyerek acı acı tebessüm etmekten başka ne gelir ki elimizden!

İnsanımızın düşüncesine ve şuuruna kast edilmeye özenle devam edilmekte bu ülkede! Dış dünyanın etkileri müspet olmayınca iç dünyasını zenginleştiremeyen insanımıza kabahat bulmakta vicdanımızı sızlatıyor doğrusu!

İnsanı anlamaya zorlayan sadece kendi dışında ki olup bitenlermidir? Bu durumda da irdelenmeye muhtaçtır… Ama,insan hem yaşıyor hem de bütün olup bitenlerin şuurundan uzağa düşüyorsa,yada düşürülüyorsa geldiğimiz noktayı yadırgamamız  doğru olmaz kanısındayım!... 

Etrafında ki olup bitenleri anlama noktasında ki zaafımız gün geçtikçe kangren haline dönüşmüştür.Şuur dediğimiz kavram dejenere olmuştur!Bu durumda neleri kaybettiğimizi ve kaybedeceklerimizi de anlamamızda zor olmamaktadır!Kendini bile bilmekten mahrum olan insanımızdan ülke meselelerini bilmelerini istememiz de abesle iştigaldir… 

Görüşmek üzere,Allaha emanet olunuz….

 

Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Tavsiye Et | Yorum Yaz Yorum Yaz

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

Abdurrahman Akın [ 03 Nisan 2013, 10:10 ]
Değerli Ziya Akçal Abim ve sevgili kardeşim Osman...sizin duyarlılığınız inanın bana kuvvet veriyor yeni yazılarım için...iyi ki varsınız,teşekkür ederim..
Ziya AKÇAL [ 26 Mart 2013, 20:01 ]
Haklı olarak önemli bir konuya parmak basmışsınız muhterem kardeşim. Lakin işe nerden başlasak; William Shakespeare'nin , dediği gibi; 'Bir milleti yetiştirmek için önce onların büyüklerini yetiştirmek gerek.'' Yarının büyüklerini yetiştiremiyoruz; akşam gene büyükleriyle beraberler..! (İstisnaları tenzih ederim) Büyüklerden başlasak santim yol alamıyoruz. Yaş ağaç eğilmez. herkes kendince doğru. konuşurken mangalda kül bırakmayanlar , doğruluktan bahsedip yanlış adım atanlar çok... Acaba nasıl olacak bu problemin çözümü inan bilemiyorum. zaman ve şartların oyuncağı olmuş insanlar. Allah'ın sonsuz rahmetine güveniyorum, başka hiç bir şeye değil. Allah(c.c.) cümlemizin yar ve yardımcısı olsun. (Âmin)
Osman Aygün [ 19 Mart 2013, 21:51 ]
Sevgili abım yazını okuyunca ,ne yalan söyleyeyım yüreği memleket için atan bu kardeşin bile kendisinden bıle şüphe eder duruma geldi.Bu ülkenın gençliğinden bahsetmışsın ne yazıkkı bu ülkenin gençliği kımse kusura bakmasın çayırlarda melemektedır,acı amma gerçek bu sevgili abım...

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Bu Yazarın Önceki Yazıları

Son Haberler

Umut yarını değiştirme çabasıdır!07 Temmuz 2019
RadyoSenoz
 
İSTEK GÖNDER

FOTOĞRAF GALERİLERİ

Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009
Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber