| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir | ||||||||||||||||||||||
SENOZ'UN SESİHABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Bu vebal hepimizin!
Benim çocukluğumda Başköy’de okul yoktu. Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra “Paroğol” da (Yenice) bir okul yapılmış, Başköy, Cağak-Perosaton, Ormancık köyleri bu okula gitmişler. Ben büyüklerimden çok dinledim o gün ki okula gidiş geliş şartlarını… Cumhuriyetten önce Babik Merkez’de ki Medrese sadece bizim Senoz Vadisinin değil tüm yöre insanının gelip eğitim aldığı bir eğitim kurumuydu… Geçen aylarda bu medrese ile ilgili bir hemşerimiz video çekip sosyal medya aracılığıyla yardım isteyince aklıma vadimizin dünden bugüne eğitim kurumlarının durumunu yazmak geldi… Yazmak derken hemen bir şerh düşmek isterim. Biliyorum okumak, okuduğunu sorgulamak ve nihayet yazılanlara katkı sunmak diye bir duyarlılığımızın olmadığını da biliyorum! Ama ben yine de tarihe not düşmek için sizler okumazsanız da yazmak istiyorum! Demiştim; benim çocukluğumda Başköy’de ilkokul yoktu diye. İşte o günlerde okul çağımız gelip çatınca biz de diğer akranlarımızla birlikte Mahmutlu mahallesiyle Cutinç arasında bulunan ahşaptan yapılmış olan okula kaydolmuştuk… Yedi yaşında bir çocuğun ta Başköy’den kalkıp Çütinç’e okula gitmesi o gün ki şartlarda çok normal olaylardandı… Ama kış ayları gelince işimiz bayağı zorlaşmıştı. Sevgili Anacığım ve Hanife yengem benle amcaoğlu Osmanı, “Ğaçıkoğlu” nu geçtikten sonra “Ediyap’a” kadar sırtlarına taşıdıklarını hatırlıyorum! Daha sonra bizim köye de yetmişli yılların sonuna doğru bir ilkokul yapıldı. Artık Başköyün çocukları komşu köylere gitmiyor hemen yanı başlarında ki okullarında eğitim alıyorlardı. Bu aslında Başköy tarihinin de bir dönüm noktasıydı! Öyle ya; dedeleri, babaları gibi uzak yerlere gitmek zorunluluğu ortadan kalkmıştı köyün çocukları için… Nihayet yıllar geçti. Zamanla devletin politikalarına kurban olan Senoz Vadisi köylüleri yavaş yavaş göç etmeye başladılar… Göçle birlikte; önce yaylacılık, buna bağlı olarak hayvancılık bitti. Biçilmeyen “çimenlikler” kaderine terk edilerek, orman alanı olmaya başladı! Sonra bir baktık ki; devlet köylere kadastro getirmiş ama dün ekip biçtiği arazisine bile tapu vermemiş köylülerin! Devlet; yirmi yıl kadar önce biçtiği, ormanından istifade ettiği arazilerine tapu vermediği gibi mevcut tarlaların hemen diplerini de sahipleri yâda başkaları için ihale yoluyla satışa çıkardı! Tabii köylerimizin durumu bu noktaya gelene kadar “itiraz” edenlerimizin sayısı bir elin parmağını geçmedi! Öyle olunca devlet her zaman ki gibi “despotluğunu” göstermekte tereddüt etmedi! Hele bir de bizim Senoz Vadisinin önemli yerlerde ki siyasileri olunca bu daha kolay oldu! Çünkü, daha önce de ifade ettiğim gibi; köylerine gelen siyasetçilere sorunları anlatma ve sonuç alma noktasında olmayan bizim derenin insanı, mevcut siyasilerle fotoğraf çektirme yarışına girmekten büyük bir keyf alıyordu! Aslında dert çok büyük! Kime nasıl anlatacağız bu dertleri ben de doğrusunu isterseniz bilmiyorum! Bir önce ki yazımda “Senozlulara müjdem var” demiştim hatırlarsanız. Kendim yazdım kendim duydumdan öteye geçemedim o yazımda da! Konuyu dağıttığımı sakın düşünmeyin. Meselenin kökeni bizim duyarsızlığımızdır. Ötesi berisi yok yani! Senoz Vadisinde ki okullaşmadan bahsediyorum. Dün okul yok diye çoluk çocuğunu bin bir meşakkatle en yakın köylere yollayan köylüler, göçle birlikte kapanan, yıkılan okullarıyla yine bir başına kaldılar! Yanisi, döne döne yıllar sonra aynı noktaya geldik köylerde ki eğitim ve bir çok konuda… Biliyorsunuz, taşımalı eğitim diye bir bela açtılar ülkenin başına eğitim konusunda sınıfta kalanlar! Bu meseleyi derin düşünen insanlar biliyorlar ki; taşımalı eğitime geçmenin asıl amacı köylerin biraz daha boşalması ve sağda solda yapacakları “HES” santralleri için “huysuzluk” yapacakların önünü kesmektir! Zaten köylerine ihanet eden bizlerden doğa intikamını alıyor da! Son yaşadığımız felaketlere bir de bu gözle bakmanızı isterim. Yazın, bir aylığına köyüne giden “turist köylülerimiz” bilmelidirler ki bu kayıtsızlık devam ederse yarın ki günde çocuklarımızın vebalını almamız kaçınılmaz olacaktır! Maalesef; bütün zıtlar iç içe geçmiş, gözümüzün önünde hayat buluyor! …Ve maalesef “Senoz Vadisi” köylüleri de bu olumsuzlukları bertaraf edecek bir hayatı kuramadı ve bu gidişle de kuramayacaktırlar da! Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…
|
FOTOĞRAF GALERİLERİ |
||||||||||||||||||||
Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009 Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber |