SENOZ'UN SESİ

• Anasayfa
• Biz kimiz?
• Haberler
• Röportajlar
• Senoz Turnuva
• Köylerimiz
• Çayeli
• Rize
• Sohbet Odası
• Gurbetçiler
• Rize Siteleri
• Senoz Rehber

HABER ARA

Beni takıp eden Senoz’lu hemşerilerim hatırlayacaktırlardır, “Senoz’u Gurbet olmaktan çıkarmak yazımda” şöyle bir cümlem vardı; “Bizi içine alacak… yüreğimize yorgan olacak… kimsesizliğimize çare olacak… ve en nihayetinde Senoz ve Senoza dair hikayelerimizin devam etmesi için doğduğumuz “Baba Ocağını” gurbet olmaktan çıkarmalıyız. O zaman Senozumuza karşı söyleyecek sözümüz ve bakacak yüzümüz olacaktır…”

Yıllar sonra nasıp oldu “Senoz’a,gurbetimize(!)” gittim…

Sürekli ifade ettiğim gibi “dünyada ki cennetimiz olan Senoz Vadisi” bizi en cömert haliyle karşıladığından dönüşüme kadar o kadar çok şey biriktirdi ki bana,işte bunları sizlerle zaman zaman paylaşacağım bu köşe aracılığıyla…

Bu yazımda genel anlamda yaşadığım güzelliklerle Senozun sorunlarını harmanlayacağım nasipse…

Sevindirici bir gelişme vardı bu gidişimde Senoz’da…Okulların tatilinin ve Ramazan ayının de yaz ayına rastlamasının bir etkisidir ama gördüğüm şu ki; Senozl’u hemşerilerim artık fırsat buldukları an köye bacalarını tüttürmeye koşuyorlar… Bir örnek vermek gerekirse, bizim Başköy’de ki Ramazan Bayramında son yılların en kalabalık Bayram namazının kılındığını söylediler köylüler…

Ben Ramazanın ilk haftası gitmiştim Senoz’a…O ilk günden son güne kadar sürekli bir yerlere giderek özlemini çektiğim yerleri görerek eski hatıralarımı bire bir yaşamaya gayret ettim…

Senozun hemen hemen tüm köylerini ve yaylalarını dolaştım…

Sizi temin ederim eğer bakış açınızı “hizmet” noktasına yoğunlaştırarak derinlemesine bir tahlil ve inceleme yaparsanız göreceğiniz şu olacaktır; Senoz dün hizmet alamıyordu bugün de maalesef alamıyor!

Dün dediğim yakın yıllara kadar deresinden Başbakanı olan ama hep itilip kakılan,bugünse Bakanı olan ama aynı kaderinin devam ettiği bir durumla karşı karşıya olan bir vadi Senoz Vadisi!...Bunu her gittiğim yerde söylüyorum,söylemeye devam da edeceğim!…Evet,bu durum devlet sırrı değil hiç birimiz için... Senoz çıkardığı değerlerin karşılığını almayan yada alamayan bir bölgenin adıdır dünden bugüne!...

İşin bir başka boyutu şu; Çayeline indiğinizde duyduğunuz ve konuşulan şeyin de Senoz Vadisinin iktidarın nimetlerinden olabildiğince yararlandığı ama diğer bölgelerimizin üvey evlat muamelesi gördüğüdür!...Ben bu iddiada ve görüşte olan arkadaşlarıma sorduğumda,”ne gibi hizmetler alıyor Senoz Vadisi de siz alamıyorsunuz?” diye,üç beş kelimeyi geçmeyen cevaplar alıyorum!...

Ben gördüklerim üzerine şunu kesinlikle söyleyebilirim ki; Senoz Vadisi hiçbir şekilde hizmet almıyor!

İki konuya dikkat çekmek istiyorum…Birincisi kadastro geldikte sonra maalesef devlet Senoz Vadisi köyleri arasında ikilik yapmış! Bazı köyler “çimenliklerine” tapu almış olmasına rağmen diğerleri evlerinin hemen dibinde ki arazilerine bile tapu alamamışlar…

Ve bunu kabul etmiş gibi bir ruh hali hissettim Köylülerde! Ben birkaç yer de söyledim; bakın devlet,Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde geriye göçü desteklemek için büyük paralar harcıyor ama sizin topraklarınızdan sizi sürmek için ;arazilerinizi yazmıyor,HES’ler marifetiyle zaten az olan topraklarınıza el koyuyor!...

Bu ülkede hak aramanın yolları bellidir…Ne siyasetçinin kof vaatlerine ne de birilerinin sizin adınıza yapacakları tasarruflara bakacaksınız. Hakkınızı almak için devletin adaletine gidecek ve inanıyorum ki sizin olan arazilerinizi geri alacaksınız!...Bu derenin bazı muhtarları maalesef bu konuda da sınıfta kalmışlardır. Öncülük yapmak,köylünün var olan hakkını söke söke almak için tüm Senoz Vadisinin köylüleri muhtarlarını yeniden gözden geçirmeliler ve gelecek seçim de bu işi yapabilecek insanlara bu görevi vermeliler…

Ama bütün bu olaylar olurken bir iki cılız sesin dışında kimseden tık yok! Bizleri birileri efsunladılar mı anlamak çok zor doğrusu! Demiştim yazımın ilk bölümünde ; dün Mesut Yılmaz’ın fotoğraf kadrajına girmek isteyenler bugün Hayatı Yazıcı’nın kadrajına kafa uzatmakla meşguller!...Bizlerin seçip meclise gönderdiğimiz insanımızdan hizmet istememiz gerekiyor. Onlara projeler sunup netice almamız lazım…

Ben bunları yazıyorum diye bana kızmıyorsunuzdur umuyorum!

Ben uyanmamızı,hak ettiğimiz hizmetleri alalım diye sizden birisi olarak çırpınıyorum sadece…Bu tatil süresince Trabzon’un yaylalarına da gitme imkanım oldu…Gördüklerim karşısın da hayrete düştüm! Bizim değil yayla yollarımız köy yollarımız bile onların yaylalarının yollarının yanında patika kalır! Bu durum niye böyle diye Senozlulara sorduğumda aldığım cevap şu oluyor; biz başbakan ve bakan çıkarırız ama hizmeti Trabzonlular alır!..

Yollarımız çok kötü…Doğal olarak yayla yollarının kötü olması,yaylalarında yatırım yapmak isteyen hemşerilerimizi bu işten uzak tutuyor…Köylerimizi ve yaylalarımızı bir bütün olarak düşünmeli ve ona göre planlama yapmalıyız.Yaylalarımız çok mahzun. Bizim iki yaylamıza gittim,ikisinde de ağlamamak için kendimi zor tuttum desem abartmış olmam!...

Son sözüm şu; ben gördüklerimi yazmaya çalıştım,sizlerde gördüğünüz ve yapılması gerekli olanları yazarsanız yeni bir heyecan dalgası meydana getirebilir ve bu heyecanla düşündüklerimizi hayata geçirebiliriz diye düşünüyorum!...

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun….

Bu habere toplam 2 yorum yazılmıştır.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.