| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Anasayfa | Haber Ara | Foto Galeri | Videolar | Animasyonlar | Anketler | Sitene Ekle | Mesaj Gönder | Sohbet | MircScriptİndir | ||||||||||||||||||||||
SENOZ'UN SESİHABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
“Senozlulara müjdem var! “
Geçen ay kısa bir süreliğine izine ayrıldım; önce Rize’ye, daha sonrada İstanbul’a geçerek kısacık iznimi bitirdim. Her zaman ki gibi bir sürü anıyla geri döndüm… Ve yazının sonunda sizlerle müjdeli bir haberi de paylaşacağım! İznimin büyük bir bölümünü “Senoz Vadisinin” en yukar ki köyü olan kendi köyüm Başköy’de geçirdim… Ben uzun yıllardır İzmir’de yaşıyorum biliyorsunuz. Senoz’da olmak, oraların havasını teneffüs etmek, benim gibi gurbette yaşayanlar için acayip duygular barındırıyor içinde… Tabii ben fazladan yayla kültürünün içinde de yaşadığım için, özlemim ve hissiyatım o oranda katlanıyor! Öyle ki; kendimizi avutacak ne bulursak ona sarılıyor ve o anın getirisi kısa sürelik de olsa bizi rahatlatıyordu. Bu kısa tatil de Halaoğlu Gazı Hakan Yılmaztürk’le birlikteydik. Nereye gitsek elimizde cep telefonuyla kayıt alıyor geçmişe dair hatıraları yâd ediyorduk… Daha ilk gecenin sabahında yeşilin üzerine kar yağdığına şahit olmak müthiş bir duyguydu. O geceden başlayan rüzgâr gündüz saatlerinde felaketle sonuçlandı. Öyle sert bir rüzgâr esti ki tabiri caizse önüne ne gelirse sildi süpürdü; ağaçları yıktı, birçok evin çatısını uçurdu ve geriye unutulmaz bir gün bıraktı… Özellikle bizim Başköy’den Senoz Vadisini kuş bakışı seyredebildiğimiz Ediyap’a her gün giderek seyrine doyum olmayan vadiyi kuş ve rüzgâr sesi eşliğinde izlemek harika bir duyguydu bizim için. Her ziyaretim de Senoz Vadisinde olup bitenleri gözlemlemeye çalışıyorum; dün neler yapılmıştı bugün neler yapılıyor diye… İki sene üzerine gittiğim Senoz’da değişen fazla bir şeyin olmadığını üzülerek gördüm… Ekonomik şartların günden güne bozulduğu ülkemizde insanımızın özlemini duyduğu, doğduğu ve kişiliğinin oluştuğu o güzelim coğrafya parçasında yaşayamamakla karşı karşıya kalması gerçekten üzüntü veren bir durum. Vadi izlenimlerime bir nokta koyarak asıl söylemek istediklerime gelmek istiyorum… Sürekli eleştirmek yerine bizde ne yapabilirizin hesabı içinde olan birisi olarak, daha önce sormuştum ve cevap aramıştım; “Senoz gurbet olmaktan çıkabilir mi?” diye. Kısaca aşağıda ki cümleleri yazmıştım 17.09.2012 tarihli köşe yazımda… Senoz Vadisinin merkezi olan “Kaptanpaşa”da kurulacak “Senoz organik çay fabrikası”, yukarda sözünü ettiğim, Senoz köylerinin makûs talihini yenecektir… Şüphesiz bu düşüncemin hayat bulması için; Senoz’un siyasetçilerine, sivil toplum örgütlerine, muhtarlarına ve top yekûn Senozlulara çok büyük görevler düşecektir! Özellikle büyük şehirlerde kurulan Senoz köylerine ait dernekler, sadece tabela derneği olmadıklarını bu projede ortaya koymalılar diye düşünüyorum! Senoz Vadisi köylerinin muhtarları ve oluşturdukları dernekleri bu iş için lokomotif görev icra etmeliler! Devlet de, üst düzey bürokrasi de görev alan bürokratlar ve zengin iş adamlarımızda üzerlerine düşenleri fazlasıyla yerine getirmeliler! Keza; Senozun yetiştirdiği, önceki ve bugün aktif siyasette olan siyasilere bu konunun önemini anlatarak, onların, üzerlerine düşen görevleri yerine getirme konusunda ki destekleri alınmalı! Bu sese kulak veren birçok değerli hemşehrimin varlığını elbette biliyordum. Çeşitli mahfillerde bu talebi dillendirdiklerini de… İşte onlardan bir tanesi olan Senoz Deresi ve yeşil bir doğa için elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Ahmet Ali Kork Abimle bu son memleket ziyaretimde konuyu uzun uzun konuştum. Bana çok güzel haberle verdi bende size onun ağzından bu müjdeli haberleri aktaracağım… “Biliyoruz ki Senoz Vadisinde 1950’li yılların başında çay tarımı başladı. O yıllarda sadece hayvancılıkla geçinme durumunda olan bölge insanı büyük çoğunluğuyla gurbetçiydi. Çay tarımı ile birlikte bir nebze olsun bölgede yaşamlarını devam ettirmeye başladılar. Bu durum 1980’lı yıllara kadar sürdü. Bu yıllardan sonra bir yandan sosyal gelişmeye paralel ihtiyaçların artması, artan nüfusa paralel bölünen araziler, diğer yandan çayın satın alma değerinin düşmesi sonucunda yeniden gurbetçilik, hatta yoğun bir göçle karşı karşıya kaldı Senoz Vadisi insanı… Günümüzde, özelikle kış döneminde köylerimiz neredeyse boşalıyor. İstanbul başta olmak üzere bu kentlere göç eden insanımız sıla hasreti çekiyor. Bir çok Senozlunun geçim imkanı bulabilse köylerine döneceğini biliyorum. Çaykur da çalıştığım otuz yıl boyunca, kurumun her işçi alımında, gurbette ki Senozlu gençlerimizin dört aylık mevsimlik işçi statüsünde de olsa işe girebilmek için nasıl istekli olduklarına bizzat şahidim. Gördüğüm gerçek şu; doğup büyüdüğü topraklardan kopmak zorunda olan insanımızın büyük çoğunluğu gurbet ellerde mutlu değiller. O nedenle Vadimizde iş istihdamı sağlayacak yerlere ihtiyacımız var… Hâlihazırda Senoz Vadisinde bir çay fabrikası yapma imkânımız doğmuştur. Bu arzusu bölge insanının yıllardır vardı ve ilk defa ciddi projeyle karşı karşıyayız… Çaykur 2016 yılı yatırım programında “Senoz’da Çay Fabrikası” yapma niyetini ortaya koydu! Bu doğrultuda Genel Müdürümüz Sayın İmdat Sütlüoğlu, Senoz Vadisin de çay fabrikası yapmak için yer tahsis edilmesini talep etti… Yer tespiti için Çaykur yetkilileri ile birlikte üç dört kez vadimizde etüt çalışması yaptık. Buzlupınar Köyü girişinde bulunan taş ocağı Çay Fabrikası için en uygun yer olarak düşünüldü. Ancak hazine adına tescilli bu alanın kullanımı Orman Bakanlığına aittir. Şöyle bir yasayla karşı karşıyayız. Orman Bakanlığına tahsisli arazilerde çay fabrikası yapmak mevcut kanuna göre mümkün değil! Yıllardır taş ocağının olumsuz yansımalarına katlandı vadi insanı. Şimdi, “taş ocağı” olarak işletme tahsis edilirse fabrika yapılması mümkün olacak bu alana ve yıllardır taş ocağının kahrını çeken vadi insanı için çekilen cefa hayırlı bir işle sonuçlanmış olacak! Konuyu başta Vadimizin insanı olan Sayın Hayatı Yazıcı Beye ve Rize milletvekillerine ilettik. Maalesef şu ana kadar olumlu bir gelişme olmadı. Taş ocağının olduğu yer orman olma vasfını kaybetti, ana kaya ortaya çıktı, işletmeci rehabilite etmeden araziyi terk etti ve bugün her görenin içini sızlatan bir ucubeye döndü! Bu alana düşünülen çay fabrikası; Çin ve Sri Lanka da örnekleri bulunan, bölgenin ekoturizm aktivitesine ivme kazandırmayı amaçlayan özel dizayn edilmiş ülkemizde ki ilk çay fabrikası olacak… “ Son olarak şunları da ekledi Ahmet Ali Kork abim; “gelecek nesillerin hakkını gözetme adına, gelir kaybını da göze alıp 2012 yılında topyekûn gönüllü olarak organik çay tarımına geçen bölge halkının bu isteğinin gerçekleşmesi için bütün Senozluların el ele vermesi gerekiyor. Vadimizin her insanını, özellikle bu konuda etkili olabilecek tüm Senozluları bu çabayı göstermeleri konusunda çağrı yapıyorum!” Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…
|
FOTOĞRAF GALERİLERİ |
||||||||||||||||||||
Yayınlanan yazıları kaynak göstererek yayınlamak serbesttir. © Copyright 2004-2009 Yazar Girisi | Altyap: MyDesign Haber |