SENOZ'UN SESİ

• Anasayfa
• Biz kimiz?
• Haberler
• Röportajlar
• Senoz Turnuva
• Köylerimiz
• Çayeli
• Rize
• Sohbet Odası
• Gurbetçiler
• Rize Siteleri
• Senoz Rehber

HABER ARA

Rahmetli Babam yıllarca Çağçor, Pelat ve Şemkehot Yaylalarında çobanlık yaptı. Yakın dostları ve Senoz Deresinin köylüleri bunu bilirler. Babamın bir özelliği de doğaçlama olarak söylenen “atma türküyü” çok iyi bilip söylemesiydi… 

Şimdi sizlere rahmetli  babamdan bire bir dinlediğim ve kayit altına aldığım bir “atma türkü” hatırasını paylaşmak istedim…

Babam “Saatli Çahçor Yaylasında” çobanlık yaparken  sık ormanlığın için de  çam sakızı çıkarmayı da ihmal etmiyordu…

Birkaç saat çam sakızı çıkarmak için dolaştığı ormandan  yorgun argın çıkar, üzerindeki pantolonu o kadar yırtılmıştır ki, pantolonunun her tarafı yırtık dökük bir şekilde “Pelat Yaylasından” akıp gelen derenin kenarında oturup dinlenmeye karar verir…

Bir taraftan çobanı olduğu ineklerini kontröl ederken bir taraftanda azığını yemeye başlar..

Tam o esnada komşu  “Guycılı Çağçorun” sınırından bir kız, elinde 7-8 yaşlarında bir erkek çocuğuyla  ve sekiz tane sığır önün de çıkagelir…

Kızın sırtın da çimen yüküde var. Kız, sırtında yükü, yanında bir çocuk ve önünde ki sığırlari ile birlikte, azığını yiyen babamın  önünden geçerken, babam  kıza “atma türkü” atar…

Derki Babam; Toplanır ufak sular olur büyük bir ırmak… 

Kız hemen karşılık veriri; Durdun türki demeye bilurmisen söylemek…

Babam karşılık veriri; Bilsen ki ne hoş olur duman altı çağırmak… 

Bundan sonra ki karşılıklı “atma türkü”ler şöyle gelişir…

Kız ; Her tarafın açıktır serbestur parmak  atmak…

Kız ; Parmağılan iş bitmez isterum senden doymak …

Kız; Senin ile yatana hiç gelurmi uyumak …

Babam, kolunun sakat olduğunu ve türküleri bunun üzerine kurmaya çalışan zeki bir kızla karşı karşıya olduğunu anlamış bu ilk kaşılıklı söylenen türkülerden…

Babam bunun farkına vararak ; Kaybana kolda yoktur ince bele sarılmak…

Kız; Her olursa olsun imkan yoktur ayrılmak…

Babam; Zaten zor olur gülüm iki kola dayanmak …

Kız; sensiz haramdır bu dünyada yaşamak… 

Babam; Tabii ki vakti geçti lazim hemen evlenmek …

Babam evlenmek ifadesini türküde geçirince, kız türki ile yaşını belli etmek ister…

Kız; Daha sene vardur yirmiye ayak basmak… 

Babam; Ahiret borcum olsun seni alıp götürmek…

Kız; Hükümet yasak etmiş uyma kız alıp götürmek… 

Babam; Bilmezmisun sevduğum çam altında yaşamak… 

Yukarda ifade ettiğim gibi babamın elbiseleri, özellikle  pantolonu öyle yırtılmıştır ki, kız babamın bu durumunu diline dolamaya başlamış bu andan itibaren…

Kız; Senun yaylacın kimdur bilmez mi dikiş etmek… 

Babam;  yaylacı lazim bağa bilurmisun süt etmek …

Kız; Annem eyi öğretmiş çok bilurum ğeğ etmek… 

Babam;  Her işi bileceksen bir iş değil evlenmek…

Kız; isterum bu dünyada senun ile yaşamak…

Karşılıklı atma türkü son hızıyla devam ederken kızın yanında ki çocuk ve sığırları kendisinden bayağı uzaklaşmış , bunun üzerine ;

Kız; Sığırlarum yürüdü lazimdur bağa gitmek …

Ve kız uzaklaşmaya başlar…

Babam; Sana mi kalmiş idi benumla türki demek… 

Babam, kız uzaklaşırken devam etmiş türkülerine;

Ta geleyim yaylaya yükün varmi götürmek… 

Umarum ki anandan kolaydur izin almak. 

Rahmetli babam bu hatırasını anlattığında sormuştum kendisine; bir daha gördün mü bu kızı diye. Babam demişti ki; o günden sonra ne gördüm ne de kimin nesidir diye öğrenemedim. Ama benim ve bir daha göremediğim o kızın karşılıklı söylediğimiz türküleri hiç unutmadım!

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…

Bu habere toplam 2 yorum yazılmıştır.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.